6 Nisan 2010 Salı
SEVGİ ADASI
Bir Banka Oturup Sevgi Adasına Dalar Gözlerimiz.Biz Adanalılar Yakamoz Işıklarda,Aşklarımızı Sevgi Adasına Üfleriz...
ADANA KEBAB
Adana kebabı, Adana'ya özgü, satıra benzer bir bıçak[zırh] la elde kıyılan parça etten yapılan bir kebap çeşidi.
Adana kebabını diğer kebaplardan ayıran en belirgin özellik kullanılan ettir. Et, doğal ortamda ve kendine has bir floraya sahip bölge yaylalarında yetiştirilmiş erkek koyunlardan elde edilmiş olmalıdır. Üretim tekniği ve ustalık da ürüne önemli ölçüde farklılık katar. Karışım hazırlanırken kullanılan malzemeleri biber salçası, kırmızı pul biber, kuyruk yağıdır. Pişirme esnasında kesinlikle vantilatör kullanılmamalıdır. Adana Kebabı'nın servisi, tamamlayıcı unsurlar olan yeşillik, sumaklı soğan salatası ve salatayla yapılmalıdır.
Dana eti ile kesinlikle yapılmaz. Sadece kuzu eti, kuzu kuyruk yağı, pul biber ve tuz ile yapılır.
Üretim şekli
Yaylalarda doğal ortamda yetiştirilmiş, en az bir yaşındaki erkek koyundan elde edilen et, yağ, sinir, damar ve zarlarından ayrılır. Ayıklanan et parçalar halinde bir gün dinlendirilir. Dinlenmiş et zırh tabir edilen ve iki elle kullanılan keskin bıçakla kıyılır. Kıyılmış et miktarının % 30'u kadar kuyruk yağı zırh ile ayrıca kıyılır. Kıyılmış et ile kıyılmış kuyruk yağı, acı kırmızı pul biber ve tuz ilave edilerek yoğrulur. Karışım Adana kebabının ana unsurunu oluşturur. Yukarıdaki karışıma kırmızı taze biber, soyulmuş kök sarımsak ve acı yeşil biber doğranarak katılır. Hazırlanan karışım tekrar yoğrularak homojenlik sağlanır. Yoğrulmuş karışım üçüncü kez zırh ile kıyılır. En az 4-5 saat buzdolabında dinlendirilir. Hazırlanan karışım, 0,5 cm kalınlığında, 3 cm eninde 90-120 cm uzunluğunda şişlere sıvanır gibi saplanır. Şişlendikten sonra 1 saat kadar şişte dinlendirilir. Bu dinlendirme el suyunun etten akması içindir. Saplama esnasında el suya batırılıp şiş üzerindeki et sıvazlanır. Bu işlem etin şişten dökülmemesi için yapılır. Elde kalan su az olmalıdır, çok olursa et haşlanır, kebabın tadı bozulur. Bir kişilik Adana kebabı 180 gramdır. Bir buçuk tabir edilen Adana Kebabı’nın eti ise 270-280 gramdan az olama
Pişirme şekli
Adana kebabı alevsiz, durgun, korlu meşe kömürü ateşinde pişirilir. Pişirme derecesi etin kırmızıdan koyu kahverengine dönmesine kadar devam eder. Pişirme sırasında şişler sık sık çevrilir. Yağı pide ekmekle alınır. Bu işlem yapılmazsa yağ ateşe düşerek alevlenir ve kalitenin bozulmasına neden olur. sonra da afiyetle yenir.
Adana kebabı coğrafik tescilli olup üretimi için Adana Ticaret Odası'ndan izin alınmalıdır.
Servis şekli
Tipik bir servis Adana kebabı porsiyonu; kömürde pişmiş etin yanında közlenmiş domates ve biber, soğan salatası ve ezme ile gelir. Yöresel bir içecek olan şalgam suyu veya ayran ile tüketilir. Adana'ya özgü olsa da tüm Türkiye'de kebapçıların menülerinde yer alır.
BİCİ BİCİ
Bici Bici yaz dönemlerinde yenilen. ADANA'ya özgü bir tür tatlıdır. Halk arasında kısaca bici adıyla anılır. En bilinen şekliyle rendelenmiş buz, pişmiş nişasta, pudra şekeri ve şerbetten oluşur. Bici Bici geçmişte neredeyse tamamen seyyar satıcılarda satılan bir ürün olmasına rağmen son yıllarda restoranlarda ve kafelerdede tatlı olarak sunulmaktadır.
* Bici. Bici Bici'nin katı kısmıdır. Su ve nişasta kaynatılarak kalın bir muhallebi karışımı elde edilir. Karışım bir tepsiye aktarılıp soğutulur. Bu tepsi seyyar arabada servise hazır olarak bulundurulur.
* Rendelenmiş buz. Servis için arabadaki büyük buz kalıbından elde edilir.
* Tat veren sıvılar. Bunlardan en bilinenleri seyreltilmiş kızılcık şerbeti, meyan kökünden elde edilmiş bir boya ile hazırlanan şurup ve gül suyudur.
* Şeker. Genelde pudra şekeri kullanılır, havanda dövülmüş toz şeker de kullanıldığı olur.
ŞIRDAN
Şırdan Adana yöresine ait bir yiyecektir. Şırdan, Adana'da, "Adana kebap" ve "şalgam" kadar yaygın olan bir yiyecek olmasına rağmen Adana dışında pek bilinmeyen bir yiyecektir.
Büyükbaş hayvanın 4 midesinden biri olan şırdanın temizlenip içine baharatlı pirinç doldurulup dikilip pişirilmesiyle hazırlanır.
Çok farklı ve çok lezzetli bir yiyecek olan şırdanın görüntüsü tadı kadar güzel değildir. Şırdancılık Adana'da neredeyse başlıbaşına bir sektördür. Yaz veya kış farketmez, her köşebaşında bir şırdancı vardır.
akşam saat 16.00'dan sabah 05.00'e kadar neredeyse her sokak başında şırdancı görmek mümkün. Büyük boy tencerelerdeki şırdan ve taburelerini yanlarına alarak tezgah açan esnaf tarafından satışa sunulan şırdan, ABD ile başta Almanya ve Hollanda olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gurbetçiler aracılığıyla gönderiliyor.
Avrupa Birliği kriterleri kapsamında, kokoreç ve diğer sakatatlar gibi satışının yasaklanması istenen, buna rağmen Adana yöresinde gecelerin favori yiyeceği olan, işkembe ve bağırsağın, iç yağ, pirinç ve baharatla birleşmesiyle üretilen şırdanın görüntüsü ilk bakışta itici gelse de tadına bakanların bir daha bundan vazgeçmedikleri belirtiliyor
ŞALGAM VE FAYDALARI
ADANA NIN sembolleşen içeceklerinden olan ve vitamin deposu havuçtan elde edilen şalgam, mevsimsel geçişle birlikte artan soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı vücudun direncini artırıyor.
Çukurova yöresinde çokça tüketilen şalgama olan talep, özellikle mevsimsel geçiş dönemlerinde fazlasıyla artıyor. Vitamin deposu olarak bilinen havuçtan, tamamıyla doğal olarak elde edilen şalgamın, yapılan seri üretimler sonucu ülke genelinde tüketimi hızla yaygınlaşırken, vücudu hastalıklara karşı koruyucu etkisinin olması, şeker ve kolesterol yapıcı maddeler bulunmaması da herkesin rahatlıkla içebilmesine olanak sağlıyor.
Şalgam Suyu ve Faydaları
Vitamin ve mineral miktarları yüksek olan bu hammaddelerden yapılan şalgam suyunun insan sağlığı için şüphesiz pek çok faydaları vardır.
- İştahı açar, - Laktik asit içerir,sindirimi kolaylaştırır. - B grubu vitaminleri içerir, sinirleri yatıştırır. - Mide ve karaciğere faydalıdır, - Kalsiyum,potasyum ve demir içerir, kemik ve dişleri kuvvetlendirir. - Afrodizyak özelliği vardır. - 100 gramında 20 kalori olan şalgam,A-B-C vitamini içerir. Kalp, damar ve göz sağlığı için faydalıdır. - Vücuttaki toksinleri atmak, kolesterolden uzaklaşmak, stresten kurtulmak için bolca yenip, suyu içilir. - İdrar söktürücü olarak, romatizma, nikris ağrılarına, mafsal şişliklerine, böbrek kumu ve taşının dümsine, apse, dolama, kan çıbanı, donma,ergenlik sivilceleri, egzama, göğsü yumuşatıcı, akciğer ve bronşları temizler, boğaz iltihabına, pekliğe, şeker hastalarına verilir. - Toksinleri atmaya yarayan, süt asidi, fosfor, kalsiyum, potasyum, stresiönleyip sinirleri yatıştır. - Şeker ve vitamin yönünden çok zengin olan şalgam arsenik, kalsiyum ve madeni tuzlar içerir. Kansızlık için ideal bir ilaç olup,yaprakları da kökü gibi kalsiyum demir,bakır ve iyot içerir. - Vücutta şişliklerin üstüne konduğu gibi,el ve ayağı donanlara haşlanıp lapası sürülür. - Haşlanan suyu ile saçlar yıkandığında beyazlaşmayı önler. - Kökünün haşlanıp içilmesi sindirim güçlüğünü giderir. Nikris hastalığına iyi gelir. - Akciğer ve bronşları temizleyen şalgam,pekliği giderdiği gibi bazı cilt hastalıklarında da merhem gibi kullanılır. - Yaşlıların ayak üşümelerini gidermek için; kalın, etlice soyulmuş, 2 şalgam kabuğu, 1 çay bardağı ısırgan otu ile 1 litre suda haşlanıp haftada 2 gün ayaklar bu suyla yıkanır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)